Hangi doğum türünün tercih edilmesi oldukça merak edilen ve araştırılan bir konudur. Sezaryen doğum mu yoksa normal doğum mu? İzmir Alsancak’taki kliniğinde çalışmalarını sürdüren Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Fatma Horasan bu konuya açıklık getiriyor.
İlk olarak normal doğumun gerçekleştirilmesi ihtimali değerlendirilmelidir. Sezaryen birinci tercih olarak görülmemelidir. Doğum anı yaklaştıkça anne adayları endişelenerek yanlış kararlar verebilmektedirler. Normal doğum sezaryene göre daha sağlıklıdır ve doğum sonrası iyileşme süresi daha kısadır. Normal doğumda meydana gelebilecek olan kordon dolanması, oksijensiz kalma vb. olumsuzluklar anne adaylarını korkuttuğundan doğuma yaklaştıkça anneler sezaryene fikrine daha pozitif bakmaya başlıyor. Eğer ortada tıbbi bir olumsuzluk yoksa normal doğum ilk tercih olarak değerlendirilmelidir.
Normal Doğumun Avantajları Nelerdir?
Normal doğumun anne ve bebek açısından sağladığı önemli avantajlar bulunmaktadır. Kadınlar dikişleri olmasına rağmen doğum sonrasında rahat edilebilmektedir. Aynı zamanda aynı gün banyo yapılmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Normal doğumun ardından anne kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan bebeğine bakabilmektedir. Bebek emmeyi daha hızlı öğrenmektedir. Annenin doğum sonrasında ideal kiloya dönmesi ve spora başlaması daha kolay olur. Sezaryen esnasında sorun teşkil edebilecek karın için yapışıklıklar normal doğumda meydana gelmez. Normal doğum bir önceki normal doğuma göre kolay ve dikişsiz gerçekleştirilebilir.
Planlanan Sezaryen
Planlı olarak gerçekleştirilen sezaryenler acil sezaryenlere oranla ruh sağlığı ve tıbbi açıdan daha iyi sonuç vermektedir. Bazı durumlarda bebek normal doğumu bekleyecek zamanı bulamadığından sezaryene başvurulabiliyor. Annenin ilk doğumunda bebeğin ters pozisyonda olması, bebeğin 4 kilogramın üzerinde olması, annenin daha önce geçirdiği rahim operasyonları ya da vajinada doğum sırasında bebeğe zarar verebilecek bir enfeksiyon bulunması gibi durumlarda sezaryen doğum öncelikli olarak gerçekleştirilmektedir.
Bebeğin kalp ritmini bozması ya da plasental yetmezliğin görüldüğü durumlarda mecburen acil sezaryene başvurulmaktadır. Sezaryen doğum genel anestezi ile gerçekleştirildiyse gaz çıkarma, yemek yeme be bebeğin emzirilmesi gibi noktalarda gecikmeler olabilir. Sezaryen ile gerçekleştirilen doğumlarda hastanede kalma süresi normal doğuma göre daha uzun olmaktadır. Yine de sezaryene karşı bir ön yargı oluşturulmamalıdır. Zor doğum gerçekleşebilecek durumlarda sezaryen tercih edilebilir.
Sezaryen Sonrasında Normal Doğum Gerçekleştirilebilir mi?
Bazı anne adayları için sezaryen sonrasında normal doğum gerçekleştirmek mümkün olmaktadır. Eğer annenin geçmişinde önceden gerçekleştirdiği bir normal doğum vakası bulunuyorsa bu sezaryen sonrasında normal doğumun gerçekleşebileceğine dair önemli bir bulgudur. Sezaryen alt segmentten ve transvers kesilerek gerçekleştiridiyse, normal doğumdaki yırtılma riski düşmektedir.
Annenin pelvik kemik yapısının uygunluğu, yeterli rahim ağzı açıklığı ve bebeğin kilosunun düşük olması durumunda sezaryen sonrası normal doğum gerçekleştirilebilmektedir. Önemli olan nokta ise normal doğuma karar verildikten sonra doğumun kesinlikle bir elektronik bebek kalp atım sistemi ile takip edilmesidir. Bu süreçte hekimin hastanın yanında bulunması da oldukça önemlidir.
Bebeğin kalp atışlarında bir düzenlik tespit edilmesi ya da doğumun beklenen hızından yavaş gerçekleşmesi gibi durumlarda normal doğumdan vazgeçilmesi daha bir seçenek olabilir. Sezaryen sonrasında normal doğum gerçekleştirmek isteyen anneler doktorlarına danışarak iyi bir analiz sürecinin ardından karar vermeli ve doğum bulunca doktorlarının yanında bulunabileceği iyi bir hastane tercih etmelidirler.