Kızlık zarı veya himen, (eski yunan evlilik ve düğün tanrısı Hymenaeus’tan) kadınlarda dış cinsel organın girişini kaplayan 2-3cm kadar içeride, 2-3 mm inceliğinde zarımsı bir doku kıvrımıdır. Oldukça çeşitli şekiller alabilen bu doku genellikle vajina girişinde ve hilal şeklindedir ve de ince kılcal damarlarla çevrilidir.
Kızlık zarı, isminden dolayı zar gibi düşünülse de aslında bir zar değildir. Gebeliğin 7 ve 12inci haftaları arasında embriyoda dış cinsiyetin gelişmesi gözlenir. Bu sırada embriyodaki genital duvarlar birleşip yapışarak erkeklerde testis torbasını oluştururken dişilerde bu duvarlar ayrılarak küçük (labia minora) ve büyük (labia majora) dış dudakları oluştururlar.
Ancak ayrılma sonucu ortada kalan zarımsı doku kızlık zarı adı verilen yapıları oluşturur. Anatomik olarak bilinen bir fonksiyonu yoktur. Bu doku ilk cinsel ilişki sırasında anatomik yapıya göre esneyip genişler veya laserasyona uğrar ve kanar. Bu sebepten pek çok toplumda kızlık zarı ile kadının bekâreti ilişkilendirilir.
Kızlık zarının hasara uğramış olması kadında bekâretin bozulduğuna kanıt olarak görülür. Ancak kadınlarda ve ergenlik sonrası kızlarda kızlık zarını inceleyerek bekârete veya daha önce cinsel ilişkiye girildiğine dair bir sonuca varmak mümkün değildir.
Kızlık zarının yapısı ve şekli embriyo döneminde belirlenir, her 100 kadından 5’i kızlık zarı hasarlı olarak doğmaktadır. Bu 5 kadındn 1’i zar olmadan doğarken; 4’ü kızlık zarı tamamlanmamış olarak doğmaktadır. Yapılan araştırmalara göre kadınların yarıya yakın bir kısmında ilk cinsel ilişki sırasında kanama olmamaktadır.